Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ABD’nin Bağdat’ta Haşdi Şabi karargahına yönelik saldırısını kınayarak, koalisyon güçlerinin ülkedeki varlığının gerekçesinin kalmadığını söyledi
Sudani, Bağdat’ta ABD saldırısında öldürülen Kasım Süleymani ve eski Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in 4. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuştu. Süleymani ve Mühendis’in öldürülmesinin ABD ile Irak arasındaki tüm sözleşme ve anlaşmalara “darbe indirdiğini” ifade eden Sudani, “Hükümet olarak koalisyon güçlerinin varlığını tamamen sonlandırmak için ikili komisyonu çalıştırmaya başlama sürecindeyiz. Irak’ın egemenliğini korumak için hiçbir şey ihmal edilmeyecek. Irak’taki varlığı için hiçbir gerekçesi kalmayan koalisyon güçlerinin varlığını sonlandırma yönündeki değişmez tutumuzu yineliyoruz” dedi.
Bağdat’ta dün ABD’nin Haşdi Şabi karargahına yönelik saldırısına da değinen Sudani, şöyle devam etti:
“Irak’ta en riskli hadiseler, koalisyon güçlerinin Haşdi Şabi karargahına defalarca yaptığı saldırılarla yaşandı. Haşdi Şabi, devlete tabi ve ona bağlı bulunan ve silahlı kuvvetlerimizin ayrılmaz parçası olarak resmi bir varlıktır. Iraklı herhangi bir grup tarafından bir güvenlik ihlali bulunduğunda bu ihlalleri sadece Irak hükümeti takip eder. Hükümet kanunu uygular ve hiçbir kimse egemenliğimize saldıramaz. Güvenlik güçlerimizi hedef alan saldırıları kınıyoruz.”
PENTAGON’DAN AÇIKLAMA
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Irak’ın başkenti Bağdat’ta, İran’a yakın Haşdi Şabi’ye bağlı Şii milis gücü Nuceba Hareketi liderlerinden Ebu Takva es-Saidi’nin, tehdit olarak görüldüğü için hava saldırısında öldürüldüğünü açıklamıştı.
“Haşdi Şabi Bağdat Kuşağı” isimli kurumdan dün yapılan yazılı açıklamada da Komutan Yardımcısı Saidi’nin ABD saldırısında öldüğü duyurulmuştu.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Askeri Sözcüsü General Yahya Resul de konuya dair yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan tarafından verilen resmi izinle çalışan Haşdi Sabi’ye yönelik saldırının “gerekçesi olmadığını” belirtmişti. Resul, saldırıyı “adeta bir terör eylemi” şeklinde nitelendirerek, bu olayın, Irak Silahlı Kuvvetleri ile saldırıdan sorumlu tuttukları ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçleri arasındaki tüm anlaşmaları baltaladığını kaydetmişti.
