Darbelerin başı: CHP

“`html

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Tutuklanması Sonrası Siyasi Gerilim

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanması, Türkiye’deki siyasi ortamı bir kez daha gergin hale getirdi. Muhalefetin lideri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), her zamanki gibi hukuktan ziyade kaos ortamını tercih etti. Meşruiyeti tartışmalı bir kongrede Genel Başkanlık koltuğuna oturan Özgür Özel, deşifre olan yolsuzluk skandallarına yanıt vermek yerine, dikkatleri dağıtmak amacıyla sokağa inme çağrısı yaptı. Özel’in bu çağrısı, hedef kitlesini ortaöğretim seviyesine kadar indirgeyecek kadar basit bir dille yapıldı. Aynı zamanda, iktidarı cuntacılıkla suçlaması dikkat çekti. Özel’in, uluslararası medya ile yaptığı görüşmelerdeki ana mesajı da benzer bir şekilde yolsuzluğun üzerini örtmek olarak öne çıktı. Peki, asıl darbeci kimdir? Türkiye’deki askeri darbelerin organizatörü ve en büyük destekçisi kimdir? Bu sorulara 27 Mayıs 1960 darbesinin 65. yıl dönümünde yeni belgelerle yanıt arayacağız…

Darbelerin başı CHP

CHP’nin Darbe Tarihi ve Etkileri

Darbelerin En Büyük Destekçisi Oldular

CHP’nin darbelerle olan ilişkisi, demokrasiye geçişe kadar uzanan derin ve karanlık bir tarihe sahiptir. 1924 yılında kurulan Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası, yalnızca sekiz ay sonra CHP’nin baskıları nedeniyle kapatılmıştır. Parti, dini inançlarla ilgili maddesi sebebiyle Şeyh Said olayında sorumlu tutularak faaliyetlerine son verilmiştir. Mustafa Kemal’in direktifleriyle kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası ise, siyasi entrikalara karşı direnemediği için sadece dört ay varlık gösterebilmiştir.

CHP ve Askeri Müdahaleler

‘Hüsolar Yönetimi Ele Geçirdi’

Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte CHP’nin gerçekleştirdiği ilk darbe hareketi, 27 Mayıs’a doğru olan süreçte meydana gelmiştir. 1946 yılında CHP’ye rakip olarak Demokrat Parti’nin (DP) kurulmasıyla, ilk seçimlerde hileli oyunlarla bu parti kaybetmiş, ancak 14 Mayıs 1950 seçimlerinde halka dayalı bir devrim gerçekleşmiştir. CHP’nin ‘Hüsolar’ ve ‘Memolar’ gibi ifadelerle küçümsemeye çalıştığı köylüler, DP’yi büyük bir başarıyla iktidara taşımıştır.

CHP’nin Darbe Stratejileri

CHP Darbelerin Perdesini Böyle Araladı

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü, aksi bir duruma dönüşmüştür. Seçim akşamında, komutanların İsmet İnönü’yü ziyaret ederek “emri var mı?” dediği günler yaşanmıştır. Halkın tepkisinden korkan İnönü, darbe hazırlığı yapan askerlerle bağlantısını sürmeye devam etmiştir. 1960 yılına gelindiğinde, tam 11 cunta kurulduğu ve 6 kez müdahale girişiminde bulunulduğu görülmektedir.

Siyasal İtiraflar

İnönü: “Merak Etmeyin, Gereği Yapılacak”

O dönemki istihbarat raporları, CHP ve İsmet İnönü’nün, ordudan bağımsız bir darbe girişimine nasıl destek verdiğini net bir şekilde gözler önüne sermektedir. CHP’nin darbeyi meşrulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği çeşitli suçlamalar ve baskılar, o dönemin siyasi atmosferini büyük ölçüde etkilemiştir.

Gizli Toplantılar ve Yeminler

Gizli Toplantılarda Yemin Ettiriliyordu

CHP’li kadrolar tarafından oluşturulan MAH raporlarında, DP hükümetine yönelik açılan suçlamalar yine dönemin siyasi gündemini belirlemiştir. Bu raporda, Adnan Menderes’in yurt gezileri ve yaşadığı baskılar detaylı bir şekilde işlenmiştir. Menderes, izleme raporlarına göre, sürekli olarak takip edilmiş olup, yapılan her türlü faaliyetin detaylarıyla kaydedilmiştir.

Sonuç: Ordu ve İktidar İlişkisi

Ordu En Büyük İradedir

1950’li yıllarda CHP ve onunla bağlantılı kuruluşlar, DP destekçilerini sürekli olarak aşağılamıştır. Günümüzde benzer şekilde kullanılan ifadeler, o zamanki darbe döneminde de sık sık telaffuz edilmiştir. CHP’nin iktidara gelmeyi beklediği dönemde, her türlü baskı ve müdahale, halk iradesini görmezden gelmiştir. Sonuç olarak, ordunun, milli iradenin korunmasında birincil güç olduğu tezi, o yıllarda da her daim öne çıkmıştır.

“`

Related Posts

İran-İsrail gerilimi büyürken UAEA Başkanı Grossi’den kritik radyasyon sızıntısı uyarısı

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, İsrail-İran geriliminin yalnızca can kayıplarına değil, radyasyon sızıntısı riski ve nükleer diplomasi sürecinde gecikmelere yol açtığı uyarısında bulundu. Grossi, nükleer tesislerin korunması için tarafları itidale çağırdı ve tesislerdeki son durumu paylaştı.

İzmir’de lagünü deniz yosunları kapladı

İzmir’in Balçova ilçesindeki Çakalburnu Lagünü’nün bazı bölümleri, havaların ısınmasıyla birlikte deniz yosunlarıyla kaplandı.

IAEA duyurdu: İsrail İsfahan’daki 4 binaya hasar verdi

IAEA Başkanı Rafael Grossi, İsfahan nükleer sahasındaki 4 kritik binanın hasar gördüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Pezeşkiyan ile telefonda görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ile telefonda görüştü. Görüşmede, İsrail ile İran arasındaki çatışma, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede çatışmaların bir an önce sona ermesi ve nükleer müzakerelere dönülmesi için Türkiye’nin kolaylaştırıcı bir rol üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.

‘Erdoğan gitsin başka bir şey istemiyorum’ diyen vatandaşa cevabı gündem oldu! Nebati’ye gönderme yaptı

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Yalova’da vatandaşlarla bir araya geldi. Esnafla konuşan Ağıralioğlu’nun ‘Erdoğan gitsin başka bir şey istemiyorum’ diyen vatandaşa verdiği cevap sosyal medyanın gündemine oturdu.

Suriye’de şeriatın ayak sesleri: “Adalet kanunuyla yönetilen ülke” ifadesi “Allah’ın kanunuyla yönetilen ülke” olarak revize edilecek

Suriye’de şeriatın ayak sesleri: “Adalet kanunuyla yönetilen ülke” ifadesi “Allah’ın kanunuyla yönetilen ülke” olarak revize edilecek