Zaman o kadar hızlı geçiyor ve o hızda değişen o kadar çok şey oluyor ki! Bakın mesela bundan yaklaşık bir yıl önceki FED toplantısında, FED 2022 yılı için parasal sıkılaşmanın ilk mesajını vermişti. Faizleri sabit tutsa da 2022 yılı ilk çeyreği itibariyle parasal sıkılaşmanın hızlanacağı ve hatta faiz artırımlarının gündeme gelebileceğinin işaretini vermişti.
O dönemde piyasa FED’in ne zaman faiz artırımına başlayacağını tartışıyordu.
Bu bir yıl içerisinde ABD enflasyonundaki sert artışı gördük. FED’in de buna tepki olarak o döneme göre beklenenin çok üzerindeki faiz artışlarını. Bu hafta yine FED toplantısı var ve piyasa faiz artışlarının devam edeceğine emin. Şu an merak edilen temel mesela yıl sonuna kadar FED’in ABD ekonomisinde emareleri görülen yavaşlamayı ne kadar dikkate alacağına ilişkin.
FED ise enflasyon konusunda oldukça net mesajlar veriyor.
Son toplantılarda 75 baz puanlık faiz artışlarına bu hafta da devam etmesi bekleniyor. Ancak son açıklanan veriyle çekirdek enflasyonda bir miktar yavaşlama başladı mı soruları da gündeme geldi. Dolayısıyla bu toplantıda piyasa beklentilerine de uygun olarak 75 baz puan faiz artışı olsa da yıl sonuna doğru faiz artırım hızının yavaşlamasına ilişkin beklenti de güçleniyor.
Genel beklenti bu hafta 75 baz puanlık, Aralık’ta 50 baz puanlık, Şubat ve Mart aylarında ise 25’er baz puanlık artış olması yönünde. Ancak tüm bu süreçte gözümüz kulağımız ABD’deki enflasyonda olacak.
Halihazırda ise en önemli risk enerji ve gıda tarafında görülüyor. Özellikle Rusya’nın haftasonu tahıl anlaşmasını askıya aldığını açıklaması küresel gıda fiyatlarında yeni bir artışı gündeme getirdi. Yine OPEC’in petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi için arzı kısma eğiliminin yüksek olduğunu da biliyoruz. Kış aylarına girilmesiyle artacak olan doğalgaz talebi ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar da yine enerji fiyatları üzerinde bir diğer risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor.

Bu iki alanda yaşanacak olası fiyat artışlarının ABD enflasyonu üzerinde de etkisi olması kaçınılmaz. İşte o noktada ABD’deki enflasyonun beklentinin üzerinde çıkması tüm piyasalarda yeni bir şok anlamına gelebilir.
Öte yandan bu risklerin görece etkisinin az olduğu bir senaryo ise tüm varlık piyasalarında ciddi bir yukarı hareketin önünü de açabilir. Başta hisse senedi ve kripto varlık piyasaları olmak üzere FED’in faiz artırım sürecini yavaşlatmasına neden olabilecek bir ortam oluşması bu piyasalardaki yatırımcılar açısından da fırsatları beraberinde getirebilir.
Son yedi aydır bu koşullarda elindeki faiz silahını enflasyona karşı net bir şekilde kullanan ABD Merkez Bankası’nın bundan sonraki süreçte ne yapacağı tüm piyasalar açısından da belirleyici olacak.
Ancak burada şunu da ifade etmemde yarar var.
Başta da söylediğim gibi, zaman çok hızlı geçiyor ve piyasaların adaptasyon yeteneği de oldukça gelişmiş durumda. Şöyle hafızayı tazeleyip biraz daha geriye gittiğimizde ise gördüğümüz temel patika ise ABD Merkez Bankası’nın eninde ya da sonunda ekonomide yaşanacak bir durgunluğa kayıtsız kalamayacağı yönünde.
Yani bundan altı ay sonra bambaşka koşullarda bir parasal genişleme dalgası ile karşılaşmayacağımızın garantisi de yok!
Gördüğünüz üzere tüm dünyanın gözü ABD Merkez Bankası FED’te.
FED ise ABD enflasyonuna odağını çevirmiş durumda!
Oradan gelecek haberler hem piyasalar hem de Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkeler için belirleyici olacak!