Mehmet HANİFİ GÜLEL
Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girmesinden sonra Avrupa Birliği mevzuatı kapsamında standardizasyon ve akreditasyon belgelenmeleri zorunlu hale gelmeye başlandı. İlk etapta Ticaret Bakanlığı bünyesinde işlemlerin yapıldığını aktaran Uygunluk Değerlendirmesi Derneği (UDDer) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alper Türedi, uygunluk değerlendirmenin (belgelendirme), standardizasyon ve akreditasyonla beraber tüm uluslararası alanda geçerliliğinin olmasını sağladığını söyledi.
Uygunluk değerlendirmenin; ürünün, üretimin veya hizmetin tamamlayıcı bir parçası olduğunu belirten Türedi, Türkiye’de en büyük problemin hala belgelendirmenin öneminin tam anlamıyla anlaşılmadığını aktardı. Türkiye’deki kuruluşların, belgelendirmenin ürüne katma değer sağlayacak bir süreç olduğunu görmemede çok ısrarlı olduklarına dikkat çeken Türedi, Türk üreticilerin belgenin ürüne katma değer sağlayacağını yeterince bilmediğini ifade etti.
“Maliyetleri düşürüyor’’
Türkiye’nin uygunluk değerlendirmesi alanında bir strateji oluşturması gerektiğini söyleyen Türedi, ‘’Çünkü bugün ürettiğiniz her ürün ve hizmette müşteri artık belge istiyor. Bu talep artarak devam edecek. Dolayısıyla bir standarda göre hareket ettiğinizde üretim doğru olur ve üretim doğrultusunda maliyetler de azalır. Sonuç itibariyle uygunluk değerlendirmesi ve standardizasyon süreçleri firmaların maliyetlerini düşürüyor ve kalitesini arttırıyor. Yani bu aynı zamanda ürünün daha iyi olması, sürdürülebilir ve izlenilebilir kılıyor. Artık bunu zaten müşteri de talep ediyor, sürdürülebilir bir yol haritası istiyor ’’ dedi.
Pazar 2,5 milyar dolar
UDDER’in 2006 yılında kurulduğunu ve bugün itibarıyla hem kamu hem de özel sektör temsilcilerinden 122 üyesinin bulunduğunu açıklayan Türedi, 2020 yılındaki en son rapora göre global belgelendirme sektörünün 200 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ve pazarın Türkiye’de ise yaklaşık 2,5 milyar dolar civarında olduğunun tahmin edildiğini bildirdi. Bir ülkede yapılan projeler ve çıktı ürünlerin sayısı ne kadar yüksek ise söz konusu rakamın da artığını ileten Türedi, genelde bir projenin yüzde 2’si ile yüzde 3’ü uygunluk değerlendirme alanına ayrıldığını kaydetti. Genel anlamda Türkiye’de her alanda belgelendirmenin istendiğine vurgu yapan Türedi, ama standartların zorunlu olmadığını, CE işareti veya ilgili yönetmelikler standartların bazılarının bakanlıklarca zorunlu hale getirilebildiğini aktardı.
TS Global, ticari hub’ta yer alacak
Aynı zamanda TSE Global Genel Müdürü olan Hüseyin Alper Türedi, yeni dönemde TSE Global ile atılım içinde olduklarını duyurdu. TSE Global’in, Türk Standartları Enstitüsü’nün değerlendirme faaliyetlerinin tamamlayıcısı konumunda ve yurtdışında faaliyetlerini sürdüren kurum olduğunu dile getiren Türedi, ‘’TSE Global Avrupa’da dört ülkede aktif. Yeni dönemde Avrupa ile beraber Çin, Güney Amerika ve Körfez’de ticaret merkezi olan hub’larda yer almak istiyoruz. Bu yapılanmayı da kısa süre içinde tamamlayacağız’’ dedi.