Suriye’de yeni dönem: Türkiye, Arap ülkeleri ve Batı dünyasının beklentileri neler?

“`html

Suriye’de Yeni Dönem: Riyad’da Tarihi Toplantı Gerçekleşti

8 Aralık’ta Beşar Esad yönetiminin muhalif gruplar tarafından devrilmesiyle başlayan süreçte, Suriye’nin geleceğine dair en üst düzey görüşmeler 12 Ocak’ta Riyad’da, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde düzenlendi.

Toplantıya Arap ülkeleri ve Batılı devletlerin yanı sıra, Suriye’nin yeni Dışişleri Bakanı Esaad Hasan eş-Şeybani de katılarak dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar toplantıya katılırken, Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’yi ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili John Bass temsil etti.

Toplantıda ABD ve AB, Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılmasıyla ilgili beklentilerini yeniden dile getirdiler ve kararların gelecek haftalarda alınacağını bildirdiler.

Arap dünyasının özellikle Suudi Arabistan’ın yeni Suriye yönetiminden talep ettiği en önemli beklentilerden biri, “aşırılık yanlısı gruplara müsaade edilmemesi” yönündedir.

Türkiye ise “terörle mücadele” konusunu ön plana çıkararak, Suriye’nin “terörden arındırılması” için adım atmaya hazır olduklarını belirtti.

Yaptırımların Kaldırılması: Toplantının Önemli Gündem Maddesi

Riyad’daki bu önemli toplantının, Suudi Arabistan’ın Suriye’nin geleceği konusundaki rolünü arttırma arzusu ile bağlantılı olduğu düşünülmekte.

Toplantının detaylarını paylaşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, gündemin ana maddesinin Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılması olduğunu ifade etti.

Suriye’de 2011 yılından bu yana devam eden iç savaş süresince, Beşar Esad yönetiminin protestoculara karşı uyguladığı şiddet, Batılı ülkelerin ağır ekonomik yaptırımlar getirmesine sebep olmuştu. Esad yönetiminin kimyasal silah kullanımı ise bu yaptırımların nedenlerinden biriydi.

Bu yaptırımların devam etmesi, Suriye’nin acilen ihtiyaç duyduğu ekonomik desteğe ulaşmasını engellediği için yeni yönetim, bu konuda acil adımlar atılmasını talep ediyor.

Toplantıda Suriye Dışişleri Bakanı eş-Şeybani, Batılı muhataplarına beklentilerini iletti ve işbirliği yapacaklarının mesajını verdi.

Uzmanların hesaplamalarına göre, Suriye’nin yeniden inşası için yaklaşık 400 milyar dolara ihtiyaç duyuluyor.

AB, 27 Ocak’ta Yaptırımları Gözden Geçirecek

AB’nin dış politika ve güvenlik konularından sorumlu yüksek temsilcisi Kaja Kallas, toplantıda Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının 27 Ocak’taki toplantıda masaya yatırılacağını duyurdu.

Kallas, bu süreçteki koşulların belirleyici olduğunu vurguladı ve yeni yönetimin kapsayıcı olmasının, kadınların ve farklı grupların temsilinin önem taşıdığını belirtti.

Barışçıl bir siyasi sürecin sağlanması, azınlık haklarının korunması ve temel insan haklarına riayet gibi konular, Avrupa Birliği’nin öncelikleri arasında yer almaktadır.

Toplantıya katılan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptırımların kaldırılması konusunda “temkinli bir yaklaşım” gerektiğini ifade ederken, savaş suçları işleyen eski yönetim unsurlarına yönelik yaptırımların devam etmesi gerektiğini belirtti.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de Suriye halkına yönelik savaş suçları işleyenlerin hesap vermesinin sağlanması gerektiğini açıkladı.

Trump Yönetiminin Tavrı Bekleniyor

ABD, yeni yönetim ile ilişkilerin temelini oluşturabilmek için Başkan seçilen Donald Trump’ın göreve başlamasını 20 Ocak’ta dört gözle bekliyor.

Washington, insani yardımların Suriye’ye ulaştırılması ve bazı enerji işlemlerinin yapılabilmesi için 6 aylık bir muafiyet getirmişti.

ABD, yaptırımların tamamen kaldırılmasını ise süreç içerisinde yeniden değerlendirecek. Bu değerlendirmelerde Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) terör örgütleri listesinden çıkarılması gibi konular yer alacak.

Eski HTŞ lideri ve şu anda Suriye’nin yeni yönetiminin başkanı olan Ahmed eş-Şara, daha önceden ABD’nin kendisi için 10 milyon dolarlık ödül koyduğunu biliyor ve Washington, geçtiğimiz haftalarda bu ödülü kaldırdı.

Washington’un bir diğer önceliği, Suriye’nin doğusundaki IŞİD ile mücadele ve cezaevlerinde tutulan IŞİD üyelerinin gözetimi konusunda da etkili olmaktır.

Bu konuda, ABD Türkiye ile yürütülen müzakereleri artırmış durumda. Ancak bu konudaki nihai kararlar, Trump yönetimi tarafından verilecektir.

Türkiye ve Katar: Yakın Ortaklık

Suriye’deki iç savaşın başlangıcından itibaren Türkiye ve Katar arasında güçlü bir ilişki mevcut. 8 Aralık sonrasında iki ülke de Esad’ın Rusya’ya gitmesi sonrası Şam’daki büyükelçiliklerini açtı ve yeni yönetimle yoğun temaslarda bulundu.

Türkiye ve Katar, Suriye’de siyasi sürecin şekillenmesi ve yeniden inşasında etkili olmak ve bölgesel nüfuzlarını artırmak istiyorlar.

Türkiye’nin Suriye’nin komşularıyla yeni bir platform oluşturarak, coğrafi yakınlık avantajını kullanmak istediği ifade ediliyor. Türkiye için en önemli konulardan biri de sınır güvenliğidir.

Suriye’nin kuzeyindeki bazı bölgeleri kontrol eden Türkiye, ABD iş birliğiyle Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) tasfiye edilmesi yönünde stratejiler geliştiriyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu konudaki endişelerini Riyad’daki toplantıda muhataplarına iletti.

Arap Ülkelerinin Hassasiyetleri

Körfez ülkeleri ve Mısır gibi Arap devletlerinin hassasiyeti, Suriye’deki yeni yönetimin aşırılık yanlısı eğilimlerden uzak tutulması ve siyasi İslami unsurların dahil edilmemesidir.

Arap Baharı’nın ardından pek çok ülkede yönetim değişiklikleri yaşanırken, Arap ülkelerinin Suriye’deki yeni yönetim ile olumlu ilişkiler geliştirmesi ve Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez ülkeleri ile işbirliğine yönelmesi, önemli bir uzlaşma olarak değerlendiriliyor.

Ayrıca, Türkiye ve diğer bölge ülkeleri, İsrail’in Suriye’deki geçiş sürecini kendi çıkarları için kullanmamasını istiyor. Çünkü İsrail’in Suriye topraklarındaki mevcudiyetinin artması, bölgedeki ülkeler arasında endişeler doğurmuştur.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir